Kurtulmuş: Ümit ederiz ki bu kez BM, böylesine büyük bir suçun paydaşı olmaz

Kurtulmuş: Ümit ederiz ki bu kez BM, böylesine büyük bir suçun paydaşı olmaz
04 Mayıs 2017

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Ordu’dan yayın yapan Altaş TV’de gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu, soruları cevapladı.


Suriye’nin İdlib kentinde düzenlenen zehirli gaz saldırısında çok sayıda çocuk ve kadının da aralarında olduğu sivillerin öldüğü, yaralıların da bulunduğunun dile getirilmesinin ardından değerlendirmesi sorulan Kurtulmuş, “Bu, çok büyük bir insanlık suçudur. Hiçbir savaş meşru değildir ama savaşta dahi böyle kimyasal silahlar kullanılması, oradaki savaşın muhatabı olmayanların, özellikle sivilleri, çocukları, kadınları, hastaları, yaşlıları, sakatları böyle hedef alan kimyevi silahlarla saldırıda bulunmaları tam bir insanlık suçudur. İnsanlığın artık en aşağılık seviyeye indiğini gösteren bir husustur. Bunu şiddetle kınadığımızı ifade etmek istiyorum.” diye konuştu.


Suriye rejiminin daha öncede halka karşı kimyasal silahlarla saldırılarının olduğunun tespit edildiğini dile getiren Kurtulmuş, “Bunlar, uluslararası camia tarafından kaydedildi. Bunlar vesikalandırıldı, delillendirildi ama mesele, uluslararası camianın gündemine taşınmış olmasına rağmen BM’den bir sonuç alınmadı. Çünkü o zaman BM Güvenlik Konseyi'nde Rusya, bir şekilde rejime karşı bir karar alınmasını önlemiş oldu.” Şeklinde konuştu.


“Ümit ederiz ki BM, bu kez suçun paydaşı olmaz”

İdlib’deki bu olayın arkasındaki bütün hususların soruşturulması gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, şunları söyledi:


“Bu emri verenler, bu emri uygulayanlar bütün detaylarıyla ortaya çıkarılmalıdır. Yoksa bu suça, bütün dünya ortak olmuş olur, bunun bir parçası haline gelmiş olur. Hastanenin bombalandığı, sivillerin zehirli gazlarla öldürüldüğü ortaya konuluyor. Bunu şiddetle kınadığımızı ve uluslararası camiayı, kınamanın örtesinde, bir an evvel harekete geçmeye davet ediyoruz. Ümit ederiz ki bu sefer BM, böylesine büyük bir suçun paydaşı olmaz. Buna BM Güvenlik Konseyi gerekli kararı alarak yaptırımı uygulayacak adımları atar.”


Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin İdlib’deki zehirli gazla yapılan saldırıyla ilgili toplanma kararı aldığının aktarılması üzerine de değerlendirmede bulunan Kurtulmuş, şunları kaydetti:


“Doğru bir karar da biz hep dünya beşten büyüktür diyoruz. Kusura bakmayın beş ülke orada veto hakkına sahip. Başka yerlerde insanlık suçu işleyenler nasıl yapıyorlar? Bunlar şunu biliyor ki, her birinin arkasında bir dayısı var. Hangi pisliği yaparsa yapsın, hangi insanlık suçunu işlerle işlesin; eğer o dengeler içerisinde BM Güvenlik Konseyi'nde bir dayıya kendisini yaslıyorsa, bütün dünya bir tarafta olsa bir ülke elini kaldırıp, ben veto ediyorum, dediği zaman, o maalesef insanlık suçunu önleyecek tedbirleri alamıyorsunuz. Ümit ederim ki Ruslar, BM Güvenlik Konseyi'nde alınacak kararları veto etmezler. BM de bir an evvel, dünyadaki insanlık suçlarını ortadan kaldırabilecek bir kabiliyete kavuşmalıdır, dünya sistemi yeniden yapılandırılmalıdır. BM yeniden yapılandırılmalıdır.”


"Güçlenen Türkiye’den korkuyorlar"

Avrupa’daki bazı ülkelerin Türkiye’nin milletvekillerine ve bakanlarına "evet" kampanyası yaptırmadığının hatırlatılması üzerine değerlendirmesi sorulan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Avrupa’da yükselen aşırı ırkçılığa dikkati çekti. Aşırı ırkçılığın da göçmen karşıtlığı, yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı ve çok somut hale indirgenen Türk düşmanlığı şeklinde kendisini gösterdiğini söyleyen Kurtulmuş, aşırı ırkçı dalganın aynı zamanda siyaseti de etkilediğini ifade etti.


Avrupa ülkelerinin, Türkiye’deki referanduma karışarak, "hayır" cephesine destek verdiğini anımsatan Kurtulmuş, "Niye burnunuzu sokuyorsunuz? Biz İsviçre’de, Almanya’da ya da Hollanda’da cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi getirmeyeceğiz ki. Vatandaşımız 'evet' derse de 'hayır' derse de başımız üstüne. Neden bu kadar bu yabancılar bu işe müdahale oldular? Çok açık. Güçlenen Türkiye’den korkuyorlar, Tayyip Erdoğan’ın liderliğinden korkuyorlar." diye konuştu.

"Ümit ediyorum ki bu çok gerginleşmiş olan ilişkilerin önemli bir kısmı tamir edilir"

Kurtulmuş, şöyle konuştu:


"Avrupa’nın makul, mutedil siyasetçilerinin bunu yeniden gözden geçirmeleri gerekir. Önümüzdeki seçimlerde üç-beş tane fazla oy almak için kimse ırkçılara, faşistlere prim vermesin. Avrupa kendisine çeki düzen versin. Avrupa siyaseti derlenip toparlansın. Biz inşallah 'evet' oylarıyla 16 Nisan’dan sonra millet olarak kendi yolumuzu, bir kere daha net bir şekilde, güçlü Türkiye istikametinde çizeceğiz. Avrupa’nın da Türkiye ile ilişkilerini düzeltmek için arayış içerisine gireceğini görüyorum. Ümit ediyorum ki bu çok gerginleşmiş olan ilişkilerin önemli bir kısmı tamir edilir."


"HSYK'nın seçimini yapacak olan milli iradedir"

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi içerisinde yargının bağımsız olmayacağına ilişkin eleştirilerin hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, şöyle konuştu:


"Yargı hem bağımsız hem tarafsız olacak. Tamamen tarafsız bir yargı mekanizma olarak seçilecek. Burada söylemek istedikleri HSYK'nın seçilme meselesidir. HSYK'da seçilecek üyelerin az bir kısmını Cumhurbaşkanı seçecek, geri kalan kısmını TBMM seçecek. Yani parlamento seçecek. Kim parlamento? Halkın seçtiği vekillerden oluşan parlamento. Dolayısıyla doğrudan doğruya milletin seçmiş olduğu Cumhurbaşkanı HSYK üyelerinin bir kısmını seçecek. Geri kalan kısmını ise milletin dorudan doğruya seçtiği milletvekilleri, yani milletin dolaylı iradesiyle seçilecek. Her halükarda HSYK'nın seçimini yapacak olan milli iradedir."


"Bu bir memleket meselesidir"

Kurtulmuş, Meral Akşener'in, MHP'nin büyük bölümünün "hayır" vereceği yönündeki iddiasına ilişkin de "MHP'ye oy vermiş olan seçmenlerin büyük bir kısmının özellikle Sayın Bahçeli'nin, MHP'nin mitingleri yapmaya başladıktan sonra güçlü bir şekilde 'evet' vereceklerini görüyorum. Sayın Akşener de bu açıklamasıyla baş başa kalır. Anlamı olmayan, siyasi geçerliliği olmayan bir açıklama olur." değerlendirmesinde bulundu.


"Hiç partili bir propagandist olarak konuşmuyorum." diyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:


"Bu çünkü bir parti, AK Parti meselesi değil. MHP meselesi de değil. Bu bir memleket meselesidir. Milletimizin bekası meselesidir. Devletimizin daha güçlü olması meselesidir. Bu, bütün Türkiye düşmanlarına, bütün terör örgütlerine karşı verilen bir mücadelenin daha güçlü hale getirilmesi için yapılan bir çabadır. Dolayısıyla MHP seçmeninin önemli bir kısmı da bunu bir beka ve memleket meselesi olarak görüyor. MHP seçmeninin kahir ekseriyetinin 'evet' diyeceğini görüyoruz."


Fındık fiyatları

Halk oylamasına ilişkin maddeleri de değerlendiren Kurtulmuş, maddelerin gelecek adına taşıdığı önemi anlattı.


Kurtulmuş, Karadeniz Bölgesinin en önemli ekonomik gelir kaynağı fındıkla ilgili, şu ifadeleri kullandı:


"Fındık meselesi serbest piyasasının şekillendirdiği bir meseledir. Vatandaşlarımız şundan emin olsun, fındık meselesini yakından takip ediyoruz. Rekabet koşullarını ihlal etmekten tutun da gerekirse fındıkta birtakım yeni ilave adımlar atarak fiyatı dengelemek bakımından her türlü çalışmalar yapılıyor ama nihayetinde bu hükümetin karar vereceği bir meseledir. Vatandaşlarımız rahat olsunlar. Biz vatandaşlarımızın böyle serbest piyasayı biraz da ihlal eden, rekabet şartlarını ihlal eden tekelci birtakım firmaların gücü altında ezilmelerine müsaade etmeyiz. Bununla ilgili çalışmaları Tarım Bakanlığı yapıyor. Önceden de söyleyip vatandaşlarımızı yüksek beklentinin içerisine sokmak istemeyiz. Onun için temkinli konuşuyoruz."