PYD, YPG, SDG ne derseniz deyin, bu örgütün DEAŞ'tan hiçbir farkı yok

PYD, YPG, SDG ne derseniz deyin, bu örgütün DEAŞ'tan hiçbir farkı yok
09 Haziran 2020

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, partisinin İl İstişare Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, Kocaeli teşkilatının aldığı görevi yerine getiren başarılı bir yapısı olduğunu söyledi.


AK Parti'nin sadece bir siyasi parti olmadığını ifade eden Kurtulmuş, burasının Türkiye'yi geleceğe taşıma hareketi olduğunu kaydetti.


Kurtulmuş, burada kendi medeniyetlerini yeniden ihya ve inşa etme kararlılığının her gün eylemi içinde olduklarını dile getirerek, Allah'tan yollarını açık etmesini diledi.


"DEAŞ, PYD ve PKK'yı da terörün azgın unsuru haline getirenler aynı ellerdir"

Kurtulmuş, 100 yıl önce Osmanlı'nın yıkılışından sonra savaşın galiplerinin Orta Doğu'da sınırları cetvelle çizdiğini anlatarak, hiçbir ülkenin sınırının tarihi bir geçmişi olmadığını bildirdi.


Sınırları bölerek bölge halklarının birbirinden uzaklaştırmak istendiğini aktaran Kurtulmuş, buna rağmen bölge halklarının birbirinden kopmadığını söyledi.


Kurtulmuş, oyunun 2. perdesinin Irak'ın işgaliyle başladığını belirterek, "Orta Doğu'yu bir kez daha paramparça etmek, halkları birbirine düşman etmek için ellerine kirli maşaları aldılar ve kanlı bir satranç tahtasını kurdular. Bu coğrafyada DEAŞ'ı da PYD'yi de PKK'yı da bir şekilde terörün azgın unsuru haline getirenler aynı zihniyettir, aynı ellerdir." diye konuştu.


DEAŞ'ın oluşturulmasından bahseden Kurtulmuş, dünyanın 4 bir tarafından militanla DEAŞ'ın örgütlendirildiğini kaydetti.


Kurtulmuş, amacın bölgedeki halkları birbirine düşman etmek olduğunu ifade ederek, şehirlerin bu sayede demografisinin değiştirildiğini söyledi.


"Bu oyunu bozmaya karar verdik yolumuza devam ediyoruz"

Türkiye'nin başına 40 senedir bela edilen PKK'nın isim değiştirilerek SDG, PYD, YPG olarak Suriye'ye yerleştirildiğini dile getiren Kurtulmuş, onların da demografiyi yeniden değiştirerek bölge insanlarını birbirine düşman etmek istediklerini anlattı.


Kurtulmuş, asırlardır bir arada insanların yaşadığı bölgenin paramparça hale getirildiğini aktararak, şöyle konuştu:


"Bundan bir sonraki amaç, Suriye'nin kuzeyinde 911 kilometrelik Türkiye'nin sınır hattının güneyinde Irak ve Suriye ile birlikte orada bir terör devleti oluşturmak, bölgede siyasi haritaları yeniden değiştirmekti. Bu oyunu gören tek ülke Türkiye'ydi, siyasi lider de Recep Tayyip Erdoğan'dı ve bu oyunu bozmaya karar verdik yolumuza devam ediyoruz."


"Siyasi sınırlarının değiştirilmesine müsaade etmeyeceğiz"

Bölge ülkelerinin içine düşürüldüğü "cehennem çukurundan" bir ülkenin keyif aldığını belirten Kurtulmuş, "Bu büyük resmi bozacağız. Bu emperyalist oyunu bir kez daha 100 sene sonra bugün bu coğrafyada halkları birbirine düşman etmesine müsaade etmeyeceğiz. Türkiye dahil bölge ülkelerinin siyasi sınırlarının yeniden değiştirilmesine müsaade etmeyeceğiz. Bunun için güçlü bir Türkiye olmak lazım, güçlü ve kararlı bir liderlik lazım." değerlendirmesinde bulundu.


Kurtulmuş, 17-25 Aralık ile 15 Temmuz darbe girişiminin güçlü Türkiye'nin ayakta durmasını engellenmeye yönelik yapıldığını ifade ederek, ancak Türkiye'nin bu süreçte kararlılıkla yoluna devam ettiğini söyledi.


"Türkiye kendi göbeğini kendi kesti"

Müttefik ülkelerden terörle mücadelede insansız hava aracı almak için bekletildiklerini anlatan Kurtulmuş, sonra Türkiye'nin kendi göbeğini keserek insansız hava araçlarını yaptığını kaydetti.


Patriot ve F-35 sürecinden bahseden Kurtulmuş, Rusya'dan alınan S-400'lerin Türkiye getirilmesinin önemine de değindi.


Kurtulmuş, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de de doğalgaz arama faaliyetlerinde geri değil, ileri adımlar atarak kimseye kendi ve KKTC'nin haklarını yedirmeyeceğini gösterdiğini dile getirerek, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarının önemini anlattı.


Bu harekatlarla Türkiye'nin sahada olması konusunda da ne kadar kararlı olduğunun gösterildiğini belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:


"Fırat'ın doğusu çok daha zor bir bölgeydi. 30 küsur bin tır silah dağıtıldı. Bendeniz bunu kamuoyunda hiç söylemedim ama en büyük endişelerimden birisi, bunlara savaş uçakları dahi verilmiş olması ya da uçakların üzerine PYD, SDG damgası vurularak kaldırılabileceği tehlikesiydi. Çok şükür Trump 'Savaş uçağı olmayan bir terör örgütü, uçağı olan ülkeyle mücadele edemez.' diyerek bu endişelerime cevap vermiş oldu. Bu silahları niye bunlara veriyorsun? PKK uzantısı olan uluslararası camiada da terör örgütü listesindekilerin amca çocuğu olan adamlara niye bu kadar çok silah veriyorsunuz? Eğer DEAŞ'la mücadele sizin en önemli kararlı durduğunuz noktaysa bana gösterir misiniz? PYD/PKK nerede DEAŞ'la mücadele etmiştir. Mücadele etmediğini son Barış Pınarı Harekatı başlar başlamaz DEAŞ'lı militanları serbest bırakarak uluslararası camiaya tehdit olarak kullanacaklarını göstererek de cümle aleme ilan etmişlerdir. Aslında bildikleri bir şeyi bugün bir kere daha görüyorlar. PYD, YPG, SDG ne derseniz deyin bu örgütün DEAŞ'tan hiçbir farkı yoktur. Türkiye, Fırat'ın doğusundaki kararlılığını da açık şekilde ortaya koymuştur. Barış Pınarı Harekatı asla Kürt kardeşlerimize karşı yapılan bir operasyon değildir, 'Türkiye Kürtlere karşı operasyon yapıyor.' diyenler kendi zihinlerindeki ırkçı düşünceleri ifşa ediyorlar."


Kurtulmuş, "Türkiye'nin bu bölgenin Türk, Kürt, Arap ve Türkmenleriyle kardeşliği vardır, hepsiyle akrabalığı, dostluğu vardır. Türkiye Kürtlerle değil, Kürtlere de hayatı zindan eden PKK, PYD terör örgütüyle mücadele etmekte, onlara karşı etkin bir operasyon içinde gayretle mücadele etmektedir." ifadelerini kullandı.


"Sözler yerine getirilmezse Türkiye kararlılık içinde yoluna devam edecektir"

Kurtulmuş, AK Parti Kocaeli İl İstişare Kurulu üyeleriyle İzmit ilçesindeki restoranda düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı'nı yapamayacağını düşündüklerini ancak Başkomutan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın cesareti ve kararlılığı, TSK ve Mehmetçik'in eşsiz kahramanlığı ve milletin birliği ve bütünlüğüyle harekatın başladığını ve bugüne kadar gelindiğini söyledi.


Operasyonun etkin şekilde devam etmesinin uluslararası camiayı harekete geçirdiğine dikkati çeken Kurtulmuş, "Cumhurbaşkanımızı dinlediniz. '120 saatin sonrasında bir saat beklemeyiz.' dedi. Operasyonu durdurduk ve inşallah söyledikleri sözleri yerine getirirler ama eğer sözler yerine getirilmezse Türkiye bu anlamda aldığı kararlılık içinde yoluna devam edecektir." diye konuştu.


"Sahipleri PYD/YPG'yi nereye götürüyorlarsa götürsünler"

Kurtulmuş, Barış Pınarı Harekatı'nda kağıt üzerinde olumlu bir noktaya geldiklerini anlattı.


"Dünya basını da izledi. Bütün dünya basını 'Türkiye'nin zaferi, Erdoğan'ın büyük başarısı' olarak bu anlaşmayı takip etti." diyen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Şimdi PYD/YPG bizim zaten o 32 kilometrelik mesafeye gidecek. Nereye giderse gitsin, sahipleri PYD/YPG'yi nereye götürüyorlarsa götürsünler, Türkiye'nin başına bela olmayacaklar, bir daha Türkiye'ye zarar vermeyecekler. Ayrıca bunlara verilen silahların teslimi ve yaptıkları tahkimatların da tahrip edilmesi konusunda anlaşmaya varılmıştır. Sahada güçlü olmayanın masada güçlü olma ihtimali yoktur.


Türkiye, sahada gücünü göstermiştir, inşallah şimdi masada da sonuçlarını en güzel şekilde alacaktır ve bu beladan Türkiye kurtulacaktır."


"Trump'ın mektubunu çöp tenekesine attık"

Kurtulmuş, ABD Başkanı Donald Trump'ın mektubu henüz gündemde yokken "Artık Türkiye, eski dönemlerde olduğu gibi mektup diplomasisiyle hizaya sokulacak bir ülke değildir." dediğini anımsattı.


Kurtulmuş, şunları kaydetti:


"Türkiye, son derece yakışıksız, son derece edepsizce kaleme alınmış bir mektubu, sızdırılmış olan bir mektubu çöp tenekesine atarak yoluna devam etti. Biz bu bölgede olduğumuz sürece, emperyalist güçler bu oyunlarını oynamaya devam ettikleri sürece hiç şüpheniz olmasın, bu mücadeleler farklı tonlarda da olsa devam edecektir. Bunun bir tane koşulu vardır. Biz tam bağımsızlık istikametinde bütün gücümüzle yürüyoruz. Geri dönmeyeceğiz, vazgeçmeyeceğiz, yılmayacağız, birliğimizi, beraberliğimizi asla heba etmeyeceğiz, güçlü bir şekilde yolumuza devam edeceğiz."


Barış Pınarı Harekatı'nda Türkiye'nin kullandığı silah ve mühimmatın önemli bir kısmının yüzde 100 yerli üretim olduğuna işaret eden Kurtulmuş, Kıbrıs Barış Harekatı'nda Türkiye'nin tüfeklerini, silahlarını, kurşunlarını dahi yurt dışından almak zorunda olduğunu, kamyonları yürütebilmek için yedek parçalarını başka ülkelerden almak durumunda kaldığını anlattı.


"Türkiye'nin kaderi, AK Parti'nin kaderiyle eşitlenmiştir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararlılığının tüm dünya tarafından takip edildiğini, dünyanın dört bir tarafında insanların Türkiye'nin daha güzel bir geleceğe doğru yürümesi için dua ettiğini vurgulayan Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:


"Türkiye'nin kaderi, AK Parti'nin kaderiyle eşitlenmiştir. Güçlü siyasi liderler, güçlü siyasi programlar, demokrasilerde güçlü siyasi partiler üzerinde yükselir. Bütün bunları yapabilmek için çelik gibi bir siyasi partiye, çelik gibi iradeye sahip olan bir siyasi kadroya sahip olmamız lazım. Onun için önümüzdeki dönemde AK Parti'ye destek olan, omuz veren binlerce, milyonlarca kardeşimizle çok daha ciddi ve zor bir çalışma dönemine girmek mecburiyetinde olduğumuzun altını çizmek isterim. Bizim başarımız göründükçe dost ve müttefik zannettiğiniz nice devletlerin birbirlerine karşıt olmalarına rağmen aynı safa geçmiş olduklarını gördük. Dolayısıyla biz daha kuvvetli olacağız.


Cumhurbaşkanımız, son Birleşmiş Milletler konuşmasıyla AK Parti siyasi hayatında yeni bir döneme girmiştir. 'One minute' demişti seneler önce, o bir seviyeydi. 'Dünya beşten büyüktür.' dedi, o da bir seviyeydi. BM Genel Kurulunda İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarını göstererek, şu soruyu sordu: 'İsrail'in sınırları neresidir?' Bu, çok yüksek bir seviyedir. Bu, şu demektir: 'Uluslararası egemenlerin hangi oyunu oynadığını biliyoruz ve bu oyunu bozmak için kararlıyız.' Bu, çok güçlü bir siyasi iradeyi gerektirir. Onun için Cumhurbaşkanımızın bu siyasi bütünlüğü çok daha ileriye taşıyacak bir kadroyu oluşturmak mecburiyetimiz var. Bunun için de AK Parti'nin önümüzdeki kongre süreçlerinin bundan önceki kongre süreçlerinden çok daha önemli olduğunun altını çizmek istiyorum. En güçlü siyasi figürleri bulup, o kardeşlerimizle, o hanımefendilerle, o gençlerle yolumuza devam etmek zorundayız. Ankara ve İstanbul sonuçları da bunu gösterdi."


"Zımba gibi, çelik gibi kadroyu oluşturacağız"

Kurtulmuş, AK Parti'de yeni bir döneme girileceğini ifade ederek, "Cumhurbaşkanımızın siyasi karizmasının arkasına sığınarak, Recep Tayyip Erdoğan'ın isminin arkasına sığınarak siyaset yapma devri geride kalmıştır." dedi.


Her bir siyasi aktörün mahalle başkanından ilçe başkanına, sandık başkanından kadın kolları başkanına, il yönetim kurulu üyelerinden gençlik kollarındakilere kadar tabiri caizse her birinin Tayyip Erdoğan gibi olması gerektiğini anlatan Kurtulmuş, her biri halkta karşılığı olan, milletin sevdiği, itibar ettiği, itimat ettiği pırıl pırıl insanlar olması gerektiğini belirtti.


Herkesin bu siyasi hareketi yükseltecek güce, bilgiye, birikime, ahlaka, davranışa, halk tarafından benimsenmeye ve hepsinden önemlisi performansa sahip olması gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, "Çok daha güçlü siyasi aktörlerle yolumuza devam etmek durumundayız. Artık ilçelerin ve illerin yönetimleri oluşurken, siyasi aktörlerimizi belirlerken ahbap çavuş ilişkileri geride kalmıştır. Ahmet'in, Mehmet'in adamı, falancanın akrabası, filancanın hısmı devri kalmıştır. Vallahi de kimseyi taşıyacak ne imkanımız vardır ne de böyle bir lüksümüz vardır. Herkes bu davayı taşımak zorundadır. Zımba gibi, çelik gibi kadroyu oluşturacağız." şeklinde konuştu.


Numan Kurtulmuş, "AK Parti'den ayrılıp, falanca filanca partiler kurulursa ne olur?" şeklinde soru yönelttiklerinde cevabının çok net olduğunu belirterek, "Değil AK Parti'den ayrılanların ne yapacakları, CHP'nin ya da başka muhalefet partilerinin ne yapacakları bizim umrumuzda değildir. Onların ne yapacağı değil, aslolan bizim ne yapacağımızdır. Biz doğru şekilde hareket edersek Allah'ın izniyle bütün sınırları aşar, bütün gücümüzü daha güzel bir şekilde ortaya koyarız." değerlendirmesinde bulundu.