TBMM Başkanı Kurtulmuş, Adana Sivil Toplum Buluşması Programında Konuştu
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Türkiye önemli bir meseleyi çözmek üzeredir. Bu meselenin çözülmesinde milletimizin kahir ekseriyetinin gerçekten büyük bir desteği vardır. Bunun çözülmesini istemeyen bazı çevreler de olabilir. Ama şunu burada peşinen söyleyeyim. Şehitlerimizin ruhunu rencide edecek, gazilerimizin hakkını hukukunu zayi edecek hiçbir şey olmayacaktır. Aynı şekilde bu ülkenin birlik ve beraberliğini tehlikeye atması muhtemel hiçbir adımın atılmasına müsaade edilmeyecektir.” dedi.
-“Türkiye önemli bir meseleyi çözmek üzeredir. Bu meselenin çözülmesinde milletimizin kahir ekseriyetinin gerçekten büyük bir desteği vardır. Bunun çözülmesini istemeyen bazı çevreler de olabilir. Ama şunu burada peşinen söyleyeyim. Şehitlerimizin ruhunu rencide edecek, gazilerimizin hakkını hukukunu zayi edecek hiçbir şey olmayacaktır. Aynı şekilde bu ülkenin birlik ve beraberliğini tehlikeye atması muhtemel hiçbir adımın atılmasına müsaade edilmeyecektir”
-“Terörle ilgili bu meseleyi derdest edip kenara koyduktan sonra Türkiye’nin önünde duracak hiçbir devlet yoktur, Türkiye’nin önünde duracak hiçbir güç yoktur”
-“50 yıldır bu ülkenin ayaklarında bir büyük pranga gibi bağlanan terörü bir kenara koyacağız ve bu ülke insanları arasında ezeli olarak var olan kardeşliği, dostluğu ebedi hale getirecek çalışmaları gerçekleştireceğiz”
-“(Bölgedeki emperyal projeler) Şimdi Türkiye, bu oyunu bozmak istiyor. Yıllardır bunun farkındayız. Onun için bu bölgede Türkiye hiçbir zaman dağılmanın, parçalanmanın, bölünmenin değil; bütünleşmenin, birleşmenin, bir arada olmanın hesabını yaptı ve bunun için mücadele etti”
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Adana Hilton Otel'de düzenlenen programda, kentin sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, şehit yakınları, gaziler, muhtarlar, iş insanları ve kanaat önderleriyle bir araya geldi.
Meclis Başkanı Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin lokomotif şehirlerinden birisi olan Adana'da bulunmaktan ve bu toplantıda Adana’daki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Sivil toplum kuruluşlarının demokrasinin en önemli bileşenlerinden birisi olduğunu dile getiren Kurtulmuş, sivil toplum kuruluşlarının yaptıkları işin Türkiye demokrasisinin güçlenmesine omuz verdiğini, katkı sunduğunu ifade etti.
Siyasi hayatları boyunca, gittikleri her şehirde mutlaka sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle ve kanaat önderleriyle bir araya geldiklerini anlatan Kurtulmuş, bu toplantılarda dile getirilen her konuyu da ilgilisiyle paylaşarak, bu toplantılardaki müzakerelerden somut sonuçlar elde etmeyi amaçladıklarını belirtti.
- “Türkiye dünya sisteminin güçlü ülkeleri bakımından hiçbir şekilde göz ardı edilebilecek bir ülke değildir”
Türkiye’nin önemli bir süreçten geçtiğini vurgulayan Kurtulmuş, “sözü güçlü, gücü tesirli Türkiye'nin yüzyılı” olarak ifade edilen yeni bir dönemin kapılarının açıldığını ifade etti.
Bugünün dünyasında hiçbir ülkenin, hiçbir bölgenin kapılarını kapatarak dünyadan kendisini soyutlamasının mümkün olmadığına dikkati çeken Kurtulmuş, “Bu süreçte iki temel noktada tavırların farklılaşacağını ifade etmek isterim. Ya etkin olarak, karşılaştığımız sorunları, hatta karşılaşacağımız sorunları çözmeye niyet edeceğiz ya da edilgen bir şekilde başkalarının programının bir parçası haline geleceğiz. Hiç şüphesiz Türkiye gibi güçlü bir ülkeye, Türk milleti gibi büyük bir millete güçlü bir şekilde, aktif olarak olayların önünden gitmek ve olayları yönlendirmek düşer.” diye konuştu.
Dünyada olup bitenleri çok iyi anlamanın ve özellikle bölgedeki gelişmelerin hiçbir şekilde gerisinde kalmamanın, hatta bölgeye ve dünyaya yön verecek siyaseti ve fikirleri ortaya koymanın Türkiye'nin temel sorumluluklarından olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünyada fevkalade büyük değişimlerin yaşandığı bir süreci idrak ediyoruz. Ekonomi değişiyor, güç dengeleri değişiyor, siyaset değişiyor, teknoloji çok hızlı değişiyor; hatta bütün bunlara bağlı olarak sosyal hayattaki alışkanlıkların da çok köklü bir şekilde değiştiğini hep beraber her gün yaşıyoruz. Gençlerin beklentileri ve talepleri, toplumların beklentileri ve talepleri değişiyor. Bütün bunlarda Türkiye olarak bizim etken bir şekilde, ön açıcı bir şekilde önümüze konulan meseleleri çözmek ve bütün bunlarla birlikte güçlü, büyük Türkiye hedefine sağlam bir şekilde yürümek zorundayız.”
Türkiye’nin hem tarihten getirdiği birikimi hem sahip olduğu jeopolitik imkanları hem taşıdığı potansiyelleri hem de siyasal gücü itibarıyla bugün dünyada, yeni gelişmekte olan dengelerin ve denklemlerin hiçbirisinde kimsenin göz ardı edemeyeceği birkaç önemli ülkeden biri olduğunu belirten Kurtulmuş, “Ne Amerika Birleşik Devletleri denklemini kurarken ne Çin'i ne Rusya'sı ne Avrupa Birliği ne de başka bir güç denklemini kurarken Türkiye'yi yok varsayarak bu bölgede hesap yapamaz. Türkiye kabili ihmal bir ülke değildir. Dünya sisteminin güçlü ülkeleri bakımından hiçbir şekilde göz ardı edilebilecek bir ülke değildir. Bu ülkenin önündeki sorunları çözerek kendisinin yolunu açması ve sahip olduğu bu potansiyeli en güçlü şekilde ortaya koyması lazım. Bunun için de Türkiye'nin ‘güçlü Türkiye’ hedefleri, ‘Türkiye Yüzyılı’ hedefleri doğrultusunda tek tek şehirlerimize de büyük sorumluluklar düşüyor, büyük ödevler düşüyor. İşte Adana bu ödevlerini en iyi şekilde yapmaya çalışan, yapan şehirlerimizden birisi.” ifadesine yer verdi.
- “Terör, emperyalist devletlerin vekalet savaşlarının bir unsuru olarak kullanıldı”
Türkiye’nin; ekonomisiyle, savunma sanayisiyle, jeopolitik imkanlarıyla dünyanın dört bir tarafına eli kolu uzanan, gönül coğrafyasında adından söz ettiren bir ülke olma özelliğiyle yoluna devam edeceğini belirten Kurtulmuş, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
“Yüz yılı aşkın Cumhuriyet tecrübemizde nice zorluklar yaşadık, nice yokluklar yaşadık, nice büyük başarılar elde ettik. Ama bu yüz yılı aşkın Cumhuriyet'in ilk yüzyıl tecrübesi içerisinde bizim için en ağır olan, en büyük bedel ödediğimiz mesele, Türkiye'nin terörle imtihanıdır. Yaklaşık 50 yıl boyunca binlerce insanımızın şehit olmasına, binlerce gencimizin gazi olmasına neden olan, sivil şehitlerimizin olduğu, bu ülkenin imkanlarının neredeyse büyük oranda mobilize edildiği bir büyük terör yüküyle Türkiye karşı karşıya kaldı.
Bu süreç içerisinde bendeniz 2013 yılında, bir grup arkadaşla birlikte ‘Terörün Türkiye'ye maliyeti nedir?’ diye bir hesaplama yaptık. Alternatif maliyetleriyle birlikte 1,3 trilyon dolar Türkiye'ye maliyeti olan bir terör meselesi vardı. Bugün bu rakamın en az iki katına çıkarılması gerektiğini düşünüyorum, yeni çalışmaların yapılması gerekir. Dolayısıyla bu kadar ağır bedeller ödediğimiz, binlerce insanımızı gencecik yaşta toprağa verdiğimiz bu terör belasından artık kurtulma zamanıdır.
Terör kimin için bu bölgede icat edildi ve kimin için uygulandı? Hiç şüphesiz terör, emperyalist devletlerin vekalet savaşlarının bir unsuru olarak kullanıldı. Bu bölgenin, özellikle Amerika'nın Irak'ı işgaliyle birlikte başlayan serüveninde; Irak'ın, Suriye'nin, Türkiye'nin ve diğer bölge ülkelerinin nasıl büyük bir baskı altına alındığını hep beraber görüyoruz. Irak, büyük zorluklar yaşadı. Suriye, 13 yıl süren iç savaşla karşı karşıya kaldı. Lübnan, yönetilemez bir devlet haline getirildi. Libya, ikiye bölündü, Yemen ikiye bölündü. Bütün bu coğrafya tarumar edildi. Maalesef bütün bunları uygulayan emperyalistlerin elinde iki tane fay hattı vardı kullandıkları. Bunlardan birisi, etnik çatışmalarla insanların arasına fitne sokmak; bir diğeri de mezhep kavgalarıyla insanları birbirleriyle mücadele ettirmekti. Bunların hepsini çok kısa geçmişimizde her gün gördük. İnsanlar mezhepleri, meşrepleri üzerinden, etnik kökenleri üzerinden iç savaşlara kadar varan ağır bedeller ödedi ve maalesef bundan kazanan bölgenin halkları olmadı. Bundan kazanan, bu bölge üzerinde emperyalist hedefleri olan önemli güçler oldu.”
-“50 yıldır bu ülkenin ayaklarında bir büyük pranga gibi bağlanan terörü bir kenara koyacağız”
Türkiye’nin, şimdi bölgede oynanan emperyal oyunları bozmak istediğini belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Yıllardır bunun farkındayız ve onun için bu bölgede Türkiye hiçbir zaman dağılmanın, parçalanmanın, bölünmenin değil; bütünleşmenin, birleşmenin, bir arada olmanın hesabını yaptı ve bunun için mücadele etti. Şimdi 50 yıldır bu ülkenin ayaklarında bir büyük pranga gibi bağlanan terörü bir kenara koyacağız ve bu ülke insanları arasında ezeli olarak var olan kardeşliği, dostluğu ebedi hale getirecek çalışmaları gerçekleştireceğiz. Anadolu toprakları Türklerin, Kürtlerin, Arapların velhasıl bu topraklarda bulunan bütün unsurların birlikte kazandığı ve yurt yaptığı bir bölgedir. Sultan Alparslan'ın ve Sultan Selahaddin Eyyubi'nin çocuklarını birbirinden ayırt edecek hiçbir tarihsel ihtilaf yoktur. Ama ne yazık ki etnik köken üzerinden bu bölgenin insanları bir şekilde birbirine düşman edilerek nice yanlışlıkların içine düşürüldü.”
Kurtulmuş, bölgede oynanan oyunları bozacaklarını söyleyerek, “Başından beri söylüyoruz. Ya emperyalistler kazanacak ya biz kazanacağız. Türkiye kazanacak.” dedi.
Türkiye'nin başına bela olan bu terör illetinden kurtulmak için ülkenin olgun demokrasisiyle ve milli kararlılığıyla milli bir projeyi ortaya koyduklarını, bunu bir devlet politikası haline getirerek önemli bir adımı atmaya başladıklarını söyleyen Kurtulmuş, “Böylece terör örgütü bütünüyle silahlarını bırakıp tamamıyla kendisini tasfiye etmesiyle birlikte, bunun tespit ve tesciliyle birlikte Türkiye'de artık terörün hiç konuşulmadığı bir döneme gireceğiz.” ifadesini kullandı.
"Terörsüz Türkiye" süreci kapsamında TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu hakkında da bilgi veren Kurtulmuş, komisyon toplantısında ele alınan konuları aktardı ve konuşmalardan bazı bölümleri anlattı.
Komisyonda konuşanların, farklı fikirlerde olsalar da “Yeter artık bu ülkenin bir daha hiçbir şekilde insanları ölmesin.” dediklerini, bir annenin de “Biz artık evlatlarımızı değil silahlarımızı gömmek istiyoruz.” cümlesini aktaran Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:
“Türkiye önemli bir meseleyi çözmek üzeredir. Bu meselenin çözülmesinde milletimizin kahir ekseriyetinin gerçekten büyük bir desteği vardır. Bunun çözülmesini istemeyen bazı çevreler de olabilir. Ama şunu burada peşinen söyleyeyim. Şehitlerimizin ruhunu rencide edecek, gazilerimizin hakkını hukukunu zayi edecek hiçbir şey olmayacaktır. Aynı şekilde bu ülkenin birlik ve beraberliğini tehlikeye atması muhtemel hiçbir adımın atılmasına müsaade edilmeyecektir.
Bu toplantılar boyunca hiçbir şekilde anayasa tartışmaları gündeme gelmemiş, anayasanın hiçbir maddesiyle ilgili bir değişiklik teklifi gündeme getirilmemiştir. Bu kadar kısa bir süre içerisinde aldığımız yol, terör örgütlerinin tasfiye sürecinde başka ülkelerin 8 yılda, 10 yılda, 15 yılda aldığı yoldan çok daha hızlı bir mesafedir. Bunu başaracak olan Türkiye'nin milli iradesidir.
Türkiye'de halkın yüzde 95 oyunu temsil eden bu kadar siyasi parti, 51 milletvekiliyle birlikte parlamentoda bir araya gelmiş ve ortak bir noktada şimdiye kadar da bütün kararlarını neredeyse ittifakla almıştır. Böylesine önemli bir sürecin inşallah başarıyla tamamlanması, terörün Türkiye'nin gündeminden tamamıyla kalkmasıyla birlikte bu modelin adı da ‘Türkiye modeli’ olarak isimlendirilecek, Batı dünyasında da Doğu dünyasında da üniversitelerde ders olarak okutulacaktır. İnşallah ümit ediyoruz, gayret ediyoruz ve sonucunu alacağız. Bu ülkenin başına 50 yıldır bir bela olarak sarılan, ayaklarında prangayla Türkiye'yi geri bıraktıran bütün bu terörle ilgili gelişmeleri bir kenara bırakacağız. Ülkemizin birlik ve beraberliğinden asla taviz vermeden, bu ülkenin 86 milyonu arasında kardeşliği ve dayanışmayı artırarak yolumuza devam edeceğiz."
Türkiye Yüzyılı’nın, kardeşliğin yüzyılı olacağını vurgulayan Kurtulmuş, “Bunun için hep beraber gayret edeceğiz. Bunun için sözümüzü en güçlü şekilde söyleyeceğiz. Ama fitneye, fesada, ayrılığa asla tahammül etmeden yolumuza devam edeceğiz.” dedi.
Türkiye’nin nice badireleri başarıyla atlattığına dikkati çeken Kurtulmuş, “İnanın ki terörle ilgili bu meseleyi de derdest edip kenara koyduktan sonra Türkiye'nin önünde duracak hiçbir devlet yoktur, Türkiye'nin önünde duracak hiçbir güç yoktur.” diye konuştu.
Programa, Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, AK Parti Adana Milletvekilleri Abdullah Doğru, Sunay Karamık, MHP Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy, Yeni Yol Partisi Adana Milletvekili Sadullah Kısacık ile eski milletvekilleri ve çok sayıda davetli katıldı.