TBMM Başkanı Kurtulmuş, MÜSİAD Ankara Geleneksel İftar Programı'nda Konuştu

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Önümüzdeki dönemdeki gelişmeler bize gösteriyor ki artık dünyada şirket gibi yönetilen devletlerle, devletleşen şirketlerin de var olacağı bir döneme giriyoruz. Bu dönem, bildik, tanıdık birtakım yönetim modellerinin de çok köklü bir şekilde değişeceği bir noktaya doğru insanlığı sürükleyebilir.” dedi.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, MÜSİAD Ankara Geleneksel İftar Programı'nda Konuştu
10 Mart 2025 Ankara

TBMM Başkanı Kurtulmuş, ATO Congresium Kongre ve Sergi Merkezi'nde düzenlenen MÜSİAD Ankara Geleneksel İftar Programı'nda yaptığı konuşmada, iftar programında MÜSİAD üyeleriyle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek, ramazanın ülkeye, millete, İslam dünyasına ve insanlığa hayır, bereket, barış ve esenlik getirmesini diledi.

Sofralarımızda huzur içerisinde iftarımızı açarken maalesef yıkıntıların arasında oruçlarını açmaya, enkazların içerisinde hayata tutunmaya gayret eden başta Filistinli mazlumlar olmak üzere dünyanın dört bir tarafındaki mazlumları sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.” diyen Kurtulmuş, başta Filistinliler olmak üzere şu anda zulüm içerisinde olan beldelere barışın gelmesini, bu ramazanın, böylesine büyük acılarla geçirilen son ramazan olmasını temenni etti.

İnsanlık tarihinin, çok farklı alanlarda değişimi yaşadığı ender dönemlerden birisinde olunduğunu, ekonomiden siyasete, uluslararası ilişkilerden eğitime ve ticarete kadar her alanda fevkalade önemli değişimlerin yaşandığı bir dönemden geçildiğini dile getiren Kurtulmuş, bu değişimlerin dünyanın her kıtasını, bölgesini ve ülkesini yakından ilgilendirdiğini belirtti.

Küresel siyasetin şekillenmesi bakımından fevkalade önemli bir döneme adım atıldığını ve bu dönemin başlangıcında olunduğunu vurgulayan Kurtulmuş, bu dönemde artık hiçbir devletin, hiçbir ülkenin, hiçbir bölgenin tek başına dünyayı yönetemeyeceğini ifade etti.

Kurtulmuş, “Ne iki kutuplu sistem ne tek kutuplu bir sistem bundan sonra var olacaktır. Bundan sonra, çok kutuplu, çok merkezli ve çok kültürlü yeni bir dünyaya doğru hızla ilerleyeceğiz. Bu, hiç şüphesiz dünyanın her alanında yeni, farklı ve daha önce şahit olmadığımız değişimlerin ortaya çıkması demektir. Ümit ediyorum ki Türkiye olarak bu bölgedeki gelişmeleri de fevkalade güçlü bir şekilde avantaja çevirerek bu değişim sürecinde güçlü bir ülke olarak dünyadaki gelişmelerden sadece edilgen bir şekilde etkilen bir ülke değil, dünyadaki gelişmelere, ilkeleriyle, prensipleriyle etkin bir şekilde müdahale edebilen bir ülke olmamız nasip olsun.” diye konuştu.

- “Artık sadece güçlülerin sesinin çıktığı bir dünya olmayacaktır”

İsrail’in, Netanyahu ve hükümetinin, 1.5 yılı aşkın bir süredir Gazze’de dünyanın gözü önünde gerçekleştirdiği katliamlar dolayısıyla dünyanın yeni bir döneme daha girdiğini belirten Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Artık sadece güçlülerin sesinin çıktığı bir dünya olmayacaktır. Dünyada birçok ülkenin yasaklamasına, birçok ülkenin engellemesine rağmen Filistin halkının acılarına karşı duyarsız kalmayan yüz binlerce, yüz milyonlarca insan sokaklara çıkmış ve çok kuvvetli bir insanlık cephesi tesis edilmiştir. Bundan sonra bu insanlık cephesinin öncülüğünde, sözcülüğünde yeni bir dünyanın kurulabilmesi için, başta BM’nin yeniden reforme edilmesi olmak üzere her alanda artık iflas etmiş olan küresel sistemin yeni kurumlarının kurulabilmesi için çok köklü değişimlerin olacağı bir döneme giriyoruz. Bundan sonra sadece isimleri, sadece tabelaları kalan dünyanın ekonomik ve siyasal mimarisinin önde gelen kuruluşları artık varlıklarını sürdüremeyecek ya da fonksiyonları büyük oranda değişecektir. Bu noktada da Türkiye'nin öncülüğü, dünya siyasetinin gelişmesi bakımından fevkalade kıymetli bir duruştur, imkandır.

Ayrıca önümüzdeki dönemdeki gelişmeler bize gösteriyor ki artık dünyada şirket gibi yönetilen devletlerle, devletleşen şirketlerin de var olacağı bir döneme giriyoruz. Bu dönem, bildik, tanıdık birtakım yönetim modellerinin de çok köklü bir şekilde değişeceği bir noktaya doğru insanlığı sürükleyebilir. Bütün bunları şunun için söylüyorum. Artık sadece dünü anlatarak ya da bugüne ait olan reçetelerle geleceğe doğru yürümek mümkün değildir. Dünü çok iyi bileceğiz, 'Kökü mazide olan ati' dediğimiz budur. Köklerimiz sağlam bir şekilde hem kendi medeniyet tarihimizi en iyi şekilde anlayarak hem dünyadaki gelişmeleri en iyi şekilde anlayarak bunları bileceğiz. Bugünü, en iyi şekilde analiz edeceğiz ama bu yetmez. Dünyada güçlü olmak ve ayakta kalabilmek için gelecek tasarımını en iyi şekilde yapabilmek gerekir. Bunun için de bütün gücümüzle hep birlikte çalışacağız. Bunun yolu da Türkiye’nin gerek kamu gerek özel gerek sivil toplum kuruluşları olsun Türkiye'nin bütün kurumlarının kurumsal kapasitesinin en üst noktaya çıkarılmasından geçiyor. Allah'a çok şükür, genç, yetenekli ve birikimli bir nesle sahibiz. Aynı zamanda bu insan kaynağımızı da en güçlü şekilde ileriye doğru hazırlamamız, ileriye doğru yöneltmemiz gerekiyor.”

- “Türkiye sadece kendisine gösterilen yere değil, kendisinin tayin ettiği yere oturacaktır”

Herkesin gündemini belirleyen önemli hususlardan birisinin de teknolojideki akla hayale gelmedik hızda ortaya çıkan değişimler olduğunu ifade eden Kurtulmuş, özellikle yapay zekanın ve bulut teknolojisinin gelişmesiyle artık gelecek dönemde teknolojinin neye, nasıl, ne şekilde hakim olacağının da öngörülmesi gerektiğini belirtti.

Türkiye’nin, dünyanın bu kadar önemli bir değişim evresinden geçtiği bir dönemde güçlü bir pozisyon yakaladığını ifade eden Kurtulmuş, “Yeni bir dünya kurulacak ve bu dünyanın içerisinde Türkiye sadece kendisine gösterilen yere değil, kendisinin tayin ettiği yere oturacaktır. Bunun için hep birlikte çalışacağız, hep birlikte mücadele edeceğiz. Güçlü bir şekilde var olacağız ve dayanışma içerisinde yolumuzu açacağız.” dedi.

MÜSİAD’ın, Türkiye’nin sivil toplum alanındaki başarı örneklerinden birisi olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “İnşallah her alandaki gücümüzü, dayanışmamızı arttıracağız ve önümüzdeki dönemde, bizim önümüze çıkmış olan bütün fırsatları en iyi şekilde değerlendireceğiz.” ifadesini kullandı.

- “Ne yaparlarsa yapsınlar bölgede yeni bir gelişmenin başlayacağı dönemdeyiz”

Türkiye’nin geniş coğrafyasında ana konuların; ayrılıklar, bölünmeler, parçalanmalar ve ihtilaflar olduğunu dile getiren Kurtulmuş, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Maalesef o günkü emperyal proje, böl-parçala-yönet anlayışıyla Osmanlı cihan devletinin üzerinden onlarca devlet çıkartmış, sadece farklı devletlerin ortaya çıkarılmasıyla kalmamış, halklar arasına da husumet tohumları ekilmeye gayret edilmiştir. Ama Allah’a çok şükür, ne yaparlarsa yapsınlar bu anlamda da bölgede yeni bir gelişmenin başlayacağı dönemdeyiz. Bu bölgedeki halkları ister eski dönemin emperyal projeleri olsun ister 1990’dan sonra geliştirilen neo-emperyal projeler olsun belki fiziki olarak ayırmayı başarmış ama gönüllerini ve zihinlerini birbirinden ayıramamıştır. Türk’ün Kürt’ten, Kürt’ün Arap’tan, Arap’ın Acem’den, Laz’dan, Gürcü’den, Abaza’dan, Çerkez’den bir farkının olmadığı geniş bir kardeşlik coğrafyasının, geniş bir ailenin fertleri olarak bugün ayakta kalmaya devam ediyor ve güçlü bir şekilde ilerliyoruz. Allah’ın izniyle Türkiye’nin özellikle bu perspektiften bakarak daha fazla ayrılmanın değil, daha fazla bütünleşmenin, daha fazla entegrasyonun öncüsü olma yönündeki son yıllarda ortaya çok net bir şekilde koyduğu irade, bugün sonuçlarını ortaya koymaya başlamıştır.”

- “Hiçbir provokasyona mahal vermeksizin ebedi kardeşliğimiz kıyamete kadar bu topraklarda devam edecektir”

Kurtulmuş, güçlü bir Türkiye’nin var olmasının, aynı zamanda güçlü bir bölgenin tesis edilmesi olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Güçlü bir Türkiye’nin var olması için de iç kaleyi tahkim etmek, burada birliğimizi ve beraberliğimizi tahkim ederek ileriye doğru yürümek mecburiyetindeyiz. Bu çerçevede İmralı’dan gelen çağrıyla Türkiye’de, terörsüz Türkiye’nin oluşması noktasında atılan adımı olumlu ve fevkalade yararlı gördüğümüzü ifade etmek istiyorum. 40 küsur yılımızı maalesef bizden çalan, binlerce insanımızın ölümüne neden olan, trilyonlarca dolar Türkiye’nin ekonomik kaybına neden olan bu terör belası, Allah’ın izniyle artık bir daha dirilmemek üzere tarihin çöplüğüne atılacak, geride bırakılacak, birlik ve kardeşlik egemen olacaktır. Bunun için hep beraber iyi niyetle, samimiyetle, şeffaf bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz.

Artık bu ülkenin dağlarında, ovalarında, şehirlerinde, kasabalarında sadece kardeşlik türküleri çalınacak, sadece birlik ve beraberlik içerisinde aynı istikamete insanlarımız yönelecektir ve inanın ki Türkiye’nin, terörsüz Türkiye’yi sağlamasıyla birlikte bölgemizdeki ülkelerde de önemli bir şekilde barış, kardeşlik ve istikrar ortaya çıkacaktır.

Başta özgürleşen Suriye halkı olmak üzere Suriye’nin, Irak’ın, İran’ın ve diğer bölge ülkelerinin de Türkiye’deki bu barış ortamından son derece yakın bir şekilde etkileneceğini bize tarih de söylüyor, bugünkü siyasi gelişmeler de söylüyor. Ümit ediyorum Türkiye’de bu dirliğin, birliğin sağlanması bölgemize çok büyük bir istikrar unsuru olarak büyük kazanımlar sağlayacaktır. Bu çerçevede inşallah en kısa sürede sonuç alınacak ve hiçbir provokasyona mahal vermeksizin ebedi kardeşliğimiz kıyamete kadar bu topraklarda, bu coğrafyada devam edecektir. Güçlü Türkiye’nin sağlanabilmesi için iç kaleyi tahkim etmenin ötesinde her alanda güçlü Türkiye olmak için de birikimlerimizi ortaklaştırmak, sepetlerimizdeki pamukları ortaya koymak, bilgi dağarcıklarımızda, tecrübemizde ne varsa bunları birleştirmek zorundayız.”

- “Türkiye, ekonomik iş birliklerini bütün dostlarıyla artırmak mecburiyetindedir”

Türkiye’nin güçlü olmasının, iç kaleyi tahkim etmek kadar, ekonomide de güçlü olmasıyla alakalı olduğunu belirten Kurtulmuş, “Artık Türkiye, önüne çıkan fırsat pencerelerini en iyi şekilde değerlendirdiği gibi, artan bir hızla ekonomik iş birliklerini başta bölge ülkeleri olmak üzere bütün dostlarıyla artırmak mecburiyetindedir.” diye konuştu.

Hukuk devleti olmak bakımından büyük bir güce sahip olmasının, güçlü Türkiye’nin bir başka özelliği olduğunu dile getiren Kurtulmuş, Türkiye’nin, her bakımdan hukukun üstün olduğu, hiç kimseye hiçbir nedenle bir ayrıcalık tanınmadığı, güçlü bir hukuk sistemini ortaya koymak ve bu çerçevede daha da ileriye gitmek mecburiyetinde olduğunu belirtti.

Kurtulmuş, iş dünyasındaki başarının hukuk sisteminin gücüyle birebir orantılı olduğunu, bunu da Türkiye’nin her geçen gün ortaya koyduğu reformlarla daha da ileriye taşıdığını ifade etti.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Türkiye’nin güçlü olması demek; bölgesel istikrarın kuvvetli olması demek ve daha önemlisi küresel ölçekte adaletli, hakkaniyetli bir dünya sisteminin kurulması için büyük bir katkıyı ortaya koymak demektir. Sorumluluk tek başına hiçbir kimsede değildir. Sorumluluk tek başına ne hükümette ne özel sektörde ne sadece tek bir sivil toplum kuruluşundadır. Sorumluluk, Türkiye’nin milli hedeflerine inanmış olan her birimizindir, 85 milyonundur. Hep beraber bir takım oyunu oynayarak, güçlerimizi birleştirerek, el ele vererek, gönül gönüle vererek, fikirlerimiz ayrı olsa da istikametimiz bir olacak şekilde hepimiz aynı yöne yöneleceğiz.” şeklinde konuştu.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, konuşmasının ardından MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmal, MÜSİAD Ankara Şube Başkanı Fatih Yülek ve MÜSAİD üyeleriyle fotoğraf çektirdi.